25 Şubat 2017 Cumartesi

Yürütme yetkisinin halkoyu ile seçilen cumhurbaşkanına ait olacak başkanlık Sistemi , Cumhurbaşkanlığı Sistemi neye neden hayır diyorlar ? Neden evet demeliyiz . Bugün siyasetde Erdoğan Liderliğinde uyum var, krizi yok . Ama bu sistemle koalisynlarla yarın ne olur bilinmez.



"Siyasi istikrarsızlık, beraberinde ekonomik ve sosyal sorunları da getirmektedir.

Cumhuriyetimizin geçmişi 93 yıl iken, şu anda 65'inci Hükümet işbaşındadır. Bir başka ifadeyle, ülkemizde hükümetlerin ömrü 1.5 yıl bile değildir. Türkiye, böylesine kısaömürlü hükümetlerce yönetilirken, benzer şartlarda gelişme, kalkınma, büyüme yarışınagirdiği ülkelerin hepsi tarafından birer birer geçilmiştir. Şayet, son dönemde elde ettiğimiz kazanımlar olmasaydı, ülkemiz her alanda dünya sıralamasında çok gerilerde kalacaktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları





"ÜLKEMİZİ İŞGALE GELDİKLERİNDE..."

Ülkemizi işgale gelen Fransızların, İngilizlerin karşısına dünyanın en modern silahlarıyla değil sadece yüreğimizle karşı çıkmıştık. 15 Temmuz'da da günümüzün işgalcilerinin FETÖ ve yandaşlarının onların maşası kölesi olarak halkıma silah çekenlerin karşısında aynı mücadeleyi verdik. 248 insanım şehadete yürüdü. Şehadet diyerek yürüdüler.

"İDAM PARLAMENTODAN GEÇERSE BEN ONAYLARIM"
(İdam isteriz sloganlarının ardından) Şimdi hedef ilk olarak 16 Nisan'da 'evet' oylarını halletmek. Bunun arkasından parlamentoda inanıyorum ki bu konu gündeme gelecektir. Parlamentodan bunun geçeceğine de inanıyorum. Parlamentodan geçmesi halinde bana geldiğinde ben bunu onaylarım. Çünkü bunu onaylamak boynumun borcudur. Şehitlerimize bunun hesabını veremem. Allah'a bunun hesabını veremem. Bir katili affetmek devletin yetkisinde değildir. Devlet kendisine karşı işlenen suçları affeder.

AB şöyle diyor, Hans böyle diyor, Corc böyle diyor. Bunlar beni ilgilendirmiyor. Hans, Corc ne derse desin Ahmet ne diyor, Ayşe ne diyor, Fatma ne diyor, Allah ne diyor beni o ilgilendirir.

"ONLAR 2002 KASIM'DAN BERİ AYNI ŞEYİ YAPIYORLAR"
Artık hükümeti seçtiği cumhurbaşkanı vasıtasıyla doğrudan millet kuracak. Milli iradenin tecellisinin üzerinde kara bulut gibi dolaşan vesayet güçlerinin devri öyle şahıslara bağlı olarak değil sistem itibariyle tamamen kapanıyor. Birilerinin halk oylamasına bambaşka anlamlar yüklemeye çalışması kafanızı karıştırmasın. Onlar 2002 Kasım'dan beri aynı şeyi yapıyorlar.

"DÜNYA DEĞİŞTİ, TÜRKİYE DE DEĞİŞTİ"

Dünya değişti, Türkiye değişti. O zaman doğan çocuklar artık delikanlı oldu şimdi oy kullanacaklar. Genç kız oldu. Ama bunlar yerlerinden bir milim kıpırdamadılar. Biz iktidara geldiğimizde 30 yaşında seçilme hakkı vardı. Seçme 18, seçilme 30. Biz seçilmeyi 25'e indirdik. Batı'da her yerde seçilme yaşı 18 bizde niye olmasın. Bizim gençlerimiz de en az onlar kadar akıllı.

"HAVADA BULUT, SEN BUNU UNUT"

Onların hayalindeki Türkiye'yi hatırlıyorsunuz değil mi? Bu ülkede 25 günlük hükümetler kuruldu. Biz gelene kadar tüm hükümetlerin ortalama ömrü 16 ay. 16 aylık hükümetlerle bir ülke ayakta durabilir mi? O Türkiye bizi bitirmiştir. Siyasi çekişmelerin, sosyal çalkantıların, ekonomik krizlerin adeta anamızı ağlattığı o günleri unutmadınız değil mi? O Türkiye, tek parti Türkiye'sidir. CHP'nin istediği bu eski Türkiye'dir. Havada bulut, sen bunu unut.

"BUNCA MÜCADELEYİ NEFSİM İÇİN VERECEK KADAR KARAKTERSİZ DEĞİLİM"

Bunlar Tayyip Erdoğan'a karşı değil, millete karşı. Ben bir faniyim. Benim 16 Nisan'a çıkacağıma elimde bir belge var mı? Biz faniyiz. Ama sistem bu noktada kalıcı. Dolayısıyla biz fani olanı değil, baki olanı konuşuyoruz. Bu sistemi şahsım için isteyecek, bunca mücadeleyi nefsim için verecek kadar karaktersiz değilim. Türkiye'ye bunca hizmeti şahsımız için mi getirdik?

"CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ ŞAHSIMIN PROJESİDİR"

Cumhurbaşkanlığı sistemi şahsımın projesidir. Belediye başkanlığımdan bu yana ısrar ettiğim bir reformdur. Ülkemize faydalı olacağına inandığım için bu sistemin mücadelesini verdim, veriyorum. Milletimiz 16 Nisan'da 'evet' derse, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçecek. Bundan sonraki ilk seçimlerde de milletimiz kime teveccüh ederse ilk cumhurbaşkanı da o olacak. Birileri diyor ki istediğinzi neyi yapamıyorsunuz de sistemi değiştiriyorsunuz diyorlar. Bizden önce gelenler niye yapmadılar?

"CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ BİR MUCİZE DEĞİLDİR"

Cumhurbaşkanlığı sistemi bir mucize değildir. Her yeri bir anda değiştirecek sihirli değnek de değildir. Bu sistemin en net özelliği, ülkemizin ekonomi ve demokrasisi için lazım olan güven ve istikrar ortamını eskisine göre daha güçlü şekilde tesis edecek olmasıdır. Türkiye, eski sistemin zayıflıkları sebebiyle sık sık siyasi ve ekonomik krizlere maruz kalıyordu. İnşallah yeni sistemde yürütmeyi tamamen Cumhurbaşkanına bağlayacağız. Yürütme ve yasama arasındaki sınırları iyice netleştireceğiz. Cumhurbaşkanı, ülkeyi yönetecek. Meclis kanunları çıkartacak. Yargı hukukun işlemesini sağlayacak. Eski Türkiye'de sık sık şahit olduğumuz kavgaları, yetki aşımlarını artık yaşamayacağız. Ekonomide atılması gereken adımları milletin yetki verdiği Cumhurbaşkanı ne gerekiyorsa onu yapacak. Terörle mücadelede atılması gereken adımlarda da aynı şekilde Cumhurbaşkanı milletten aldığı güçle süratli bir şekilde bu adımı atacak.

"YARGININ YIPRANAN PRESTİJİ YÜKSELİŞE GEÇECEKTİR"

Süratli ve etkili bir yönetim mekanizması işleyecek. Bütçe dışındaki tüm kanunları çıkarma yetkisi Meclis'te. Eski sistemde hükümet kanun tasarılarını hazırlar, Meclis'te görüşüp yasalaştırırdı. Yasama organı olan Meclis, yürütme organı olan hükümetin muasarası altındadır. Yeni sistemde bu değişecek. Yargının epeyce yıpranan prestiji bu dönemde yükselişe geçecektir.


ARTIK SORUMLU CUMHURBAŞKANIDIR VE HESAP VERMEKTEN KAÇMA İMKANI YOKTUR

Diğer maddeler mevcut sistemden Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi düzenliyor. En önemlisi de Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığın birleştiriliyor olmasıdır. İki yürütme yerine gücünü milletten alan bir tek yürütme ortaya çıkıyor. Millet kime oy verdiğini, kimden icraat beklediğini, kime hesap soracağını bilecektir. Bu kişi artık Cumhurbaşkanıdır. Bu kişinin de sorumluluktan kaçma imkanı yoktur.

AYDA BİR SEÇİM YAPILMASINA SON

Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri 5 yılda bir yapılacaktır. Bu kadar büyük maliyetlerle bu kadar zaman harcanmayacak. Ayda bir seçim oldu bu ülkede neler yaşadık ya? Ayda bir seçimin olduğu, başbakanın değiştiği ülkede istikrar olur mu? 16 ayda bir hükümet değişmiş ortalamaya bakınca. Burada istikrar olmaz. Bunu kim kaldırdı biz kaldırdık. Belediyeler gibi bu seçim de 5 yılda bir olacak. Krizler döneminin kapanması sağlanmış olacak.

KARARNAME DEĞİL KANUN ÜSTÜN VE ONU DA MECLİS YAPIYOR

Bir diğer önemli husus Cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi vererek yürütmenin daha hızlı olması veriliyor. Dikkat edin kanun değil kararname yetkisi veriliyor. Ayrıntılı sınırlamalarla birlikte... En önemlisi de kanunun kararnameden üstün olduğunun belirtilmesidir. Yasama organı meclis olduğuna göre elbette bu konuda üstünlük ve öncelik oraya verilmelidir. Ve öyle yapılmaktadır. Tüm kanun yetkileri meclise ait.

FESİHTE BİRLİKTELİK İLİŞKİSİ GELİYOR

Seçimleri kim talep ederse etsin ikisi beraber olacak. Cumhurbaşkanı ile meclis arasında böyle bir ilişki tesis ediliyor. Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesi sağlanırken partileriyle ilişkisini kesme şartı koşularak gerçekçi olmayan bir yöntem öngörülmüştür. Benim mesela kurucusu olduğum partimle ilişkim kesildi. Yeni değişiklikle bu yanlış düzeltiliyor. Zaten siyasi olan Cumhurbaşkanının partili olmasının önü açılıyor.

CUMHURBAŞKANI HESAP VERİYOR

Yine mevcutta Cumhurbaşkanı vatana ihanet dışında sorumsuzdur. Yeni sistemde denetim mekanizması ve Cumhrubaşkanını sorumlu hale getiriliyor. Böylece Meclisin Cumhurbaşkanı ile birlikte yardımcı ve bakanları denetlenebilecek. Ceza gerektiren durumlarda Cumhurbaşkanı Yüca Divanda yargılanabilecek. Cumhurbaşkanının la Yüs'el olmadığı denetlenebildiği demokratik bir tablo ortaya çıkıyor.

BU ERDOĞAN'IN, AK PARTİ'NİN, MHP'NİN SORUNU DEĞİLDİR

Yeni anayasa Türk milletinin ve Türk devletinin geleceğini aydınlatarak 2023 hedefi ve 2071'in şekillenmesini sağlayacak, yeni Türkiye'nin müjdesi haline gelecektir. Bu 'Büyük Türkiye' olacaktır. Bu mesele Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel meselesi ya da AK Parti'nin veya MHP'nin parti meselesi değildir. Bu ülkenin meselesidir.

"EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ, YÜRÜTMEYİ İKİ BAŞLI OLMAKTAN ÇIKARMASI"

Anayasa değişikliği teklifinin en önemli özelliğinin, yürütmeyi iki başlı olmaktan çıkarması olduğuna dikkat çekilen kılavuzda, "Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesi nedeniyle halka karşı siyasi sorumluluğunun bulunması ve geniş icrai yetkileri nedeniyle gelecekte, yürütmenin diğer tarafı olan başbakan ve bakanlar kurulu ile yaşanabilecek muhtemel devlet krizini ortadan kaldıran bir değişikliktir.

"Cumhurbaşkanı bu yetkisini yardımcıları ve parlamento dışından atayacağı bakanlar ile kullanacaktır. Yasama yetkisi ise münhasıran Mecliste olacaktır. Cumhurbaşkanının, yasa teklif etme yetkisi olmayacaktır. Yasama yürütmeden tamamen ayrı, kuvvetler ayrılığı ilkesine daha uygun bir hükümet sistemi öngörülmektedir. Anayasa değişikliği teklifi ile yargı alanında da önemli değişiklikler yapılmaktadır. Öncelikle yargı bağımsızlığı ilkesine 'tarafsızlığı' şeklinde olacak.

"2007 yılında gerçekleştirilen anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanının görev ve yetkileriyle, yasama ile yürütme arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlerde bir değişiklik yapılmamış olması, cumhurbaşkanına tanınan yetkiler nedeniyle zaten 'zayıf parlamenter sistem' olarak anılan hükümet sistemimizi 'yarı başkanlık sistemine' çevirmiş, 'başkanlık sistemine' yaklaştırmıştır.

"Cumhuriyet, milletimizin en kıymetli kazanımıdır ve Türkiye'nin rejimi demokratik bir cumhuriyettir. Demokratik cumhuriyetlerin genel olarak üç tür hükümet modeli vardır, parlamenter hükümet modeli, başkanlık ve yarı başkanlık hükümet modelleri. Hükümet sistemleri-modelleri prototip değildir. Ülkeler, dünya ve ulusal uygulamaları dikkate alarak, geçmişin birikim ve pratiklerini gözeterek, millete ait egemenliğin nasıl somutlaşacağını, pozitif kurallarla şekillendirirler. Bu bakımdan teklifle, başkanlık yürütme modelinin, 'Cumhurbaşkanlığı sistemi' olarak isimlendirilmesi, son derece isabetli bulunmaktadır. Gerçekten bu tanım, 'başkanlığı' aşkın, daha kuşatıcı bir içeriğe sahiptir. Devlet başkanı, devletin başıdır. Devlet dediğimiz yönetim aygıtını, millet inşa eder. Cumhurbaşkanı ise cumhurun, milletin başı demektir."

"KUVVETLER AYRILIĞINA EN UYGUN SİSTEM"

Demokrasi ve cumhuriyetin en bariz özelliğinin, yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olması yani "kuvvetler ayrılığı" ilkesi olduğuna işaret edilen kılavuzda, yürütmenin, yasamanın içinden çıktığı parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığının zayıf olduğu vurgulandı. Yürütmenin ayrı, yasamanın ayrı seçildiği başkanlık sisteminin ise kuvvetler ayrılığı ilkesine en uygun sistem olduğu savunuldu.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde parlamentonun daha güçlü olduğuna dikkat çekilen kılavuzda, "Parlamentonun koyduğu kanunlar çerçevesinde icrai görev yapabilen, parlamentonun onayladığı bütçe ile sınırlı olarak halka hizmet eden, seçimle gelip seçimle gidecek olan cumhurbaşkanın 'diktatör' olacağını iddia etmenin mantıki hiç bir izahı yoktur."

"KOALİSYON İHTİMALİ YOKTUR VE İSTİKRAR ÜRETİR"

Çok partili demokratik siyasi hayatta parlamenter hükümet sistemi nedeniyle her 1,5 yıla bir hükümet düştüğüne işaret edilen kılavuzda, şu ifadelere yer verildi:

"Bu da siyasi istikrarsızlığa ve ekonomik krizlere yol açmakta, ekonomik krizler güvenlik sorunlarını tetiklemekte, güvenlik sorunları vesayet kurumlarını güçlendirmekte, vesayetçi anlayış belli aralıklarla darbelere yol açmakta, demokrasimizi zayıflatmakta, ülkemizin iç sorunları ile boğuşması nedeniyle, dış politikada etkisizleştirmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise koalisyon ihtimali yoktur ve istikrar üretir. İstikrarın sonucu da kalkınmadır, halkın refahının artması, ülke ekonomisinin katlanarak büyümesi demektir.

Üniter yapımızı koruyarak, dünya uygulamalarındaki aksaklıkların da giderildiği ülkemize uygun bir hükümet modelini, bunun adı başkanlık ya da Cumhurbaşkanlığı sistemi olsun fark etmez, bunu Meclis takdir edecek ve milletimiz de uygun bulursa onaylayacaktır. 'Eyvah' dedirtecek fırsat kayıpları yerine, fırsatları geleceğe aktaracak rasyonel yapılanmayı tercih etmek zorundayız. Anayasa değişikliğini Cumhurbaşkanımızın şahsına hapsetmeden, çocuklarımızın geleceğini düşünerek, daha geniş bir yaklaşım sergileyerek, gelecekte muhtemel kriz tehlikesini ortadan kaldıralım, Cumhuriyetimizi güçlendirelim."

"BU SİSTEMDE BEKLENTİLERİ KARŞILAYAMAMANIN KILIFI YOKTUR"

Kılavuzda, cumhurbaşkanlığı sisteminde yürütmenin başı konumunda olan cumhurbaşkanının ve yasama organının genel seçimle belirlendiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:

"Yasama ve yürütme erkleri arasında oluşabilecek çekişmelerin çözümünün aracı da seçimdir. Bu sistemde beklentileri karşılayamamanın kılıfı yoktur. Yürütmenin başı olan cumhurbaşkanı, yardımcılarını ve bakanları ile üst düzey yöneticileri atama, geniş alanları kapsayacak şekilde kararname çıkarma yetkisi ve bütçe yaparak Meclise sunması gibi temel yetkiler, yürütmenin egemenliğinin sahibi millete bahanesiz hesap vermek zorunluluğunun göstergeleridir.



Biz tüm Hayır diyenlere Teröristin demiyoruz Ama tüm teröristler Hayır diyor Nedenmi Hayır diyor Çünkü Kandırmak  Kaos işlerine geliyor.



































23 Şubat 2017 Perşembe

Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili bu yalanlara sakın inanmayın! Başkanlık Sistemi : Başkanlık Sistemi Nedir ? Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Gerçekler ve Yalanlar :


Bir devlette yasama ve yürütme organlarının halk tarafından ayrı ayrı seçilerek göreve getirildiği ve dolayısıyla birbirlerine karşı değil halka karşı sorumlu olduğu, görev sürelerinin sabit olduğu, yasama ve yürütme organları arasında yetki ve görev ayrımının net bir şekilde yapıldığı hükümet sistemidir. Başkanlık sisteminde yürütme organı yasama organını feshedemez, yasama organı yürütme organını istisnai durumlar haricinde görevden alamaz. Yargı organı ise bağımsızdır.

 Bu özellikleri dolayısıyla “kuvvetler ayrılığı” ilkesinin sert bir şekilde uygulandığı bir hükümet sistemi olarak kabul edilir. 

Başkanlık sistemi kendi içinde farklı modeller şeklinde uygulanmaktadır. Her ülke kendi özgün şartlarına göre bir model geliştirmiştir. Bununla birlikte başkanlık sistemi, başbakanlı ve başbakansız olmak üzere kabaca ikiye ayrılabilir. 

Veya bakanlar kurulu üyelerinin başkanın teklifi ve yasama organının onayı ile atandığı model ya da doğrudan başkan tarafından atandığı model olmak üzere yine iki ana gruba ayrılabilir. Başkanlık sistemi günümüzde 59 ülkede uygulanmaktadır.

Dünyanın En ahlâksız düşmanlarıyla Savaşıyoruz. Silahımızsa Duâmız , İmanımız, Milletimiz VATAN'ımızdır..!!

Başkanlık Sisteminde söylenen yalanlar..

》Rejim Değişikliği Olacak
》Bölünürüz
》Meclis Fes Olur
》TekAdam Rejimi
》Yargı Teslimiyeti
》Terör Çoğalacak
》Cumhurbaşkanı dokunulamaz
》Ya bir ‘manyak’ seçersek
》Vahdettin Sultan Kaçtı
》Diktatör Abdülhamit
》100 Suriyeli Memur olacak.
》Ne İşimiz var Suriyede
》İslam Terörü
》Cumhurbaşkanı ve Varlık Fonu konusu


1- BAŞKANLIK SİSTEMİ, CUMHURİYET’TEN BAŞKA BİR REJİME GEÇİŞİ GEREKTİRİR Mİ?

Başkanlık ve yarı başkanlık sistemini uygulayan bütün ülkeler cumhuriyet rejimine sahiptir. Parlamenter sistem uygulayan 76 ülkenin 28 tanesinde cumhuriyetle yönetilmemektedir. Bu durum, Cumhuriyet’in başkanlık sisteminin ayrılmaz bir parçası olduğunu göstermektedir.
2- BAŞKANLIK SISTEMI DIKTATÖRLEŞMEYE YOL AÇAR MI?

Başkanlık sisteminde “kuvvetler (erkler) ayrılığı” ilkesi net bir şekilde uygulandığı için yasama ve yürütme yetkileri tek elde toplanmaz veya yetki temerküzü yaşanmaz. Sistemin potansiyel olarak taşıdığı “siyasî kilitlenme” (political gridlock) olgusu, kuvvetler arası uyumu ve uzlaşmayı teşvik eder. Buna karşılık parlamenter sistem uygulayan ülkelerde de geçmişte sık sık askerî darbelerin yapıldığı ve kısa veya uzun süreli diktatörlüklerin ortaya çıktığı bilinmektedir. Sözgelimi Türkiye’de 1997’de, Pakistan’da 1999’da, Solomon Adaları’nda 2000’de, Bangladeş’te 2007’de ve Tayland’da 2014’te darbe yapılmış ve görevdeki hükümet düşürülmüştür.
3- BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇİLİRSE, ABD’DEKİ GİBİ EYALETLER Mİ KURULACAK?

Başkanlık sistemi bir hükümet modelidir. Federalizm ise bir devlet modelidir. Dolayısıyla başkanlık sistemi ile federalizm birbirinden tamamen farklıdır. Başkanlık sistemi uygulayan ülkelerin büyük çoğunluğu üniter devlettir. Diğer taraftan parlamenter sistem uygulayan, fakat federal devlet modelini benimsemiş ülkeler de bulunmaktadır. Almanya, Belçika, Hindistan, Kanada ve Avustralya bunlara örnek olarak verilebilir. Bir ülke üniter yapısını koruyarak da başkanlık sistemini uygulayabilir. Eyaletlerin kurulması diye bir zorunluluk yoktur. Türkiye’de genel eğilim, başkanlık sisteminin üniter yapının korunarak uygulanması yönündedir.


4- TÜRKİYE’DE GEÇMİŞ DÖNEMLERDE BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMAYA AÇILDI MI?

Başkanlık sistemi bir çok lider tarafından gündeme getirildi.
Turgut Özal: Parlamenter sistemde denetim yoktur. Oysa başkanlık sisteminde kesin olarak kuvvetler ayrılığı vardır.
Süleyman Demirel: İsterdim ki, Türkiye’de başkanlık sistemini yapalım. Devlet büyük, ülke büyük, halk çok dinamik biz bu ülkeyi idare edemiyoruz. Sistemde değişiklik yapmamız lazım.
Alparslan Türkeş: Tarih ve töremize uygun olarak Başkanlık Sistemi’ni savunuyoruz.
Muhsin Yazıcıoğlu: Başkanlık sistemi ile sistem yeniden düzenlenmeli. İcranın meclis dışına çıkarılması lazım. Biz başkanlık sistemini savunuyoruz.

5- BAŞKANLIK SİSTEMİ GERİ KALMIŞ ÜLKELERE MAHSUS BİR HÜKÜMET MODELİ MİDİR?

Dünya Bankası’nın 2015 yılı verilerine göre dünyanın ekonomik açıdan en büyük yirmi ülkesinin;
5 tanesinde başkanlık sistemi
2 tanesinde yarı başkanlık sistemi
10 tanesinde parlamenter sistem
1 tanesinde tek partili hükümet sistemi
1 tanesinde meclis hükümeti modeli
1 tanesinde mutlak monarşiuygulanmaktadır.
Toplam gayrîsâfî millî hâsıla değerleri açısından bakıldığında;
Başkanlık sistemi uygulayan ülkeler: 23,3 trilyon ABD Doları
Parlamenter sistem uygulayan ülkeler: 21,9 trilyon ABD Doları
Yarı başkanlık sistemini uygulayan ülkeler: 4,6 trilyon ABD Doları
Diğer sistemleri uygulayan ülkeler: 11,8 ise trilyon ABD Doları

6- BAŞKAN, YARGIYA EMİR VEREBİLİR Mİ?

Başkanlık sistemi yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına dayanmaktadır. Yargı organlarının üyelerinin seçilmesi veya göreve getirilmesinde yasama ve yürütme organlarının yetkisi arasında dengelenmiştir. Yargı mensuplarının atanması sürecinde nihaî yetkinin yasama organında olması, yargıyı başkanın etkisinden kurtarmaktadır.

7- BAŞKAN İSTEDİĞİ KİŞİYİ DİLEDİĞİ YERE ATAYABİLİR Mİ?

Başkanlık sistemi uygulayan ülkelerde kamu bürokrasisindeki bütün üst düzey atamalar (valiler, büyükelçiler, komutanlar, müsteşarlar vb.) yasama organının onayına bağlıdır. Bu nedenle başkan atamalarda tek yetkili merci değildir.

8- YASAMA ORGANI, BAŞKANI GÖREVDEN UZAKLAŞTIRABİLİR Mİ?

Başkanlık sistemi uygulayan bütün ülkelerde yasama organı, anayasada belirtilen istisnaî (ağır cezaî sorumluluk gerektiren rüşvet, vatana ihanet, görevi kötüye kullanma vb. adlî bir suçun işlenmesi gibi) hallerde başkanı görevden uzaklaştırabilir.

9- BAŞKAN YASAMA ORGANİNİ FESH EDEBİLİR Mİ?

Başkanlık sisteminde başkan yasama organını (meclisi) feshedemez. Buna karşılık cumhuriyetle yönetilen ve parlamenter sistem uygulayan ülkelerin tamamında cumhurbaşkanına, yarı başkanlık sistemi uygulayan ülkelerin tamamında ise devlet başkanına yasama organını feshetme yetkisi tanınmıştır.

10- BAŞKAN TEK BAŞİNA KANUN ÇİKARABİLİR Mİ?

Başkanlık sisteminde kanun koyma yetkisi yasama organı olan meclise aittir ve bu yetki devredilemez. Dolayısıyla başkanın kanun yapma yetkisi yoktur.

Başkanlık Sistemi : Başkanlık Sistemi Nedir ?  Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Gerçekler ve Yalanlar :

1. YALAN: “Ak Parti üniter yapıyı bozup federasyon getirecek.”

Gerçek: “Ak Parti değişiklik teklifinde üniter yapı korunmaktadır. Tek meclis öngörülmüştür. Türkiye Devleti, ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür. Merkezi irade güçlendirilmek suretiyle üniter yapı güçlendirilecektir.”

¥ 2. YALAN: “Yürütme’de diktatörlük oluşturma ihtimali var.”

Gerçek: “Cumhurbaşkanlığı sistemi, tıpkı parlamenter sistem gibi demokratik bir hükümet modelidir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, Cumhurbaşkanı halka karşı doğrudan sorumludur. Dolayısıyla 79 milyon, yürütmenin başıdır. Bir şey denilecekse Millet Hükümeti denebilir.”

¥ 3. YALAN: “Ak Parti rejim değişikliği yapıyor.”

Gerçek: Rejim tartışmaları 1923’te bitmiştir. Önerilen rejim değişikliği değil hükümet sistemidir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi de Parlamenter Hükümet Sistemi gibi halk iradesine, demokratik meşruiyete dayanır. Rejimin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması ilkesi korunarak demokratik temsil geliştirilmektedir.

KENDİ YARGISINI OLUŞTURACAK!

¥ 4. YALAN: “Ak Parti kendi yargısını oluşturmaktadır. Yargı bağımsızlığı zedeleniyor.”

Gerçek: “Aksine yargı bağımsızlaştırılmaktadır. Yargının meşruiyeti, iki meşru kuvvetin yapacağı seçim ve atamalarla halka dayanacaktır. Kuvvetler kendi görevini yapacaktır. Meclis yasaları yapacak, Cumhurbaşkanı icra edecek, yargı, adaletin tesis edilmesi yanında yürütmeyi ve anayasal yargı açısından da yasamayı denetleyecektir. Askeri yargı kaldırılmış ve Yargı’da birlik sağlanmıştır.”

¥ 5. YALAN: “Siyasi partiler işlevsiz kalacak.”

Gerçek: Önerilen hükümet sisteminde siyasi partiler hatta 100 bin seçmen de Cumhurbaşkanı adayı gösterebilecektir. Meclis dışı siyasi partiler de Cumhurbaşkanı adayı gösterebileceklerdir. Siyasi partiler hayatiyetini, varlığını güçlü bir şekilde sürdüreceklerdir.

¥ 6. YALAN: “Cumhurbaşkanı Meclis’i feshediyor.”

Gerçek: Seçimlerin birlikte yenilenmesi doğrudan fesih anlamına gelmez. Önerilen sistemde seçimlerin yenilenmesi iki taraflı işleyen bir uygulamadır. Hangi kuvvet yenilenme kararı alırsa, kendi seçimlerini de yenilemiş olacaktır. Bu düzenleme Meclis’in işlevsiz hale getirilmesi değil sistemin tıkanmasının önüne geçecektir.

MECLİS İŞLEVSİZ Mİ KALACAK?

¥ 7. YALAN: “Meclis işlevsiz kalacak.”

Gerçek: Kanun koyma ve kaldırma yetkisi Meclis’indir. Bütçe yapma hakkı ise yasamanındır. Yürütme, yasalarla bağlı olduğu için Meclis, yürütmeye karşı güçlüdür. Bunun için denge kontrol sistemi öngörülmüştür.

¥ 8. YALAN: “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Meclis’in yasama işlevi gasp edilmektedir.”

Gerçek: Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, kanunda olmayan alanlarda çıkarılabilmektedir ve kanun üstünlüğü esastır. Temel Hak ve Hürriyetler ile Kişi ve Siyasi Hak ve Ödevler konusunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacaktır. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri anayasaya uygunluk yönünden de anayasal yargı denetimine tabi olacaktır. Meclis iptali için Anayasa Mahkemesi’nde iptal başvurusu yapabilmektedir.

¥ 9. YALAN: “Her atamayı Cumhurbaşkanı yapacak.”

Gerçek: Üst yargı atamaları Meclis ve Cumhurbaşkanı tarafından seçilecektir. Üst yargı idari kuruluşu HSYK’ya 7 Meclis, 4 Cumhurbaşkanı seçim yapacaktır. Sistemin etkin, hızlı karar alabilmesi, sorunları çözmek bakımından önemli avantaj oluşturmaktadır. Zira parlamenter Hükümet Sistemi’nde, atamalarda müşterek kararname uygulaması çoğu zaman hükümetlerin politikalarına uygun üst yönetici atamalarında tıkanmalar oluşturmakta, Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında irade uyuşmazlığına neden olmaktadır.

ÜLKE BÖLÜNECEK Mİ?

¥ 10. YALAN: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ülkeyi böler.”

Gerçek: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğasında bir uzlaşma vardır.

Partiler iki kuvvet için yarışacaklardır. Yasama’da çoğunluk almak için çalışacaklar ve Cumhurbaşkanlığı kazanmak için çalışacaklardır. Aldıkları oy nispetinde Meclis’te temsil olabilirler ancak Cumhurbaşkanlığını kazanabilmek için yüzde 50+1 oya ihtiyaç bulunmaktadır. Bu durum bölünmeyi değil birleşmeyi zorunlu kılar. Fikirler ve partiler arası uzlaşma/birleşmeyi zorunlu kılar. Parlamenter Hükümet Sistemi’nde, aslında millet doğrudan yürütmeyi oylamıyor, Meclis’i oyluyor, partisini oyluyor ve oluşan Meclis’ten bir hükümet çıkmasını bekliyor. Bizim tarihimizde örnekleri çok, Meclis oluşuyor ama her zaman Hükümet oluşmuyor, oluşan hükümet koalisyon oluyor, bazen Hükümet kurulamıyor. En yakın örnek 7 Haziran 2015 seçimleridir.



Seçilecek Tek Bir liderleri Olamayan Hayırcı Hayırsızların Yalanları...... 15 Temmuzda banka ve market kuyruğuna girip 16 Temmuz sabahı olanlara tiyatro diyen kim varsa Başkanlığı istemiyor,karşı çıkıyor.

















BAŞKANLIK / PARLAMENTER SİSTEM FARKLARI
PARLAMENTER SİSTEMBAŞKANLIK SİSTEMİ
İSTİKRARSÜREKLİ ERKEN SEÇİM VARDIRSİYASÎ İSTİKRAR VARDIR
OTORİTERLEŞMEOTORİTERLEŞME EĞİLİMİ GÜÇLÜDÜROTORİTERLEŞME EĞİLİMİ ZAYIFTIR
SEÇİMLERMİLLETVEKİLİ DOĞRUDAN HALK TARAFINDAN SEÇİLİR. BAŞBAKAN MİLLETVEKİLLERİ ARASINDAN BELİRLENİR. CUMHURBAŞKANI ATAMASI SONRASI MECLİS GÜVEN OYUNA SUNULURMİLLETVEKİLİ DOĞRUDAN HALK TARAFINDAN SEÇİLİR. BAŞKANI DA DOĞRUDAN HALK SEÇER
KOALİSYONSEÇİMLERDE PARTİLERİN ALDIĞI OY ORANINA GÖRE KOALİSYON SÖZ KONUSUDURKOALİSYON SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. SEÇİLEN BAŞKAN KABİNEYİ KURAR.
DENETİMDENETİM MEKANİZMALARI ZAYIFTIRMECLİS, BAŞKANI DENETLER. DENETİM MEKANİZMALARI GÜÇLÜDÜR
DIŞ POLİTİKADIŞ POLİTİKADA YETKİ KARMAŞASI VARDIRDIŞ POLİTİKADA BAŞKAN YETKİLİDİR
YASAMAMİLLET MECLİSİMİLLET MECLİSİ
ÜST DÜZEY KAMU GÖREVLİLERİ ATAMASIÜÇLÜ KARARNAME (BAKAN-BAŞBAKAN-CUMHURBAŞKANI)BAŞKAN VE MECLİS ONAYIYLA
SEÇİM BARAJI%10 SEÇİM BARAJI VARDIR.SEÇİM BARAJI SIFIRDIR.
SORUMLULUKYÜRÜTME, MECLİSE KARŞI SORUMLUDURBAŞKAN, HALKA KARŞI SORUMLUDUR
















































Cumhurbaşkanlığı sisteminin faydaları; Hızlı ve etkili icraat.

Anayasa değişikliğine EVET Çünkü bir daha cumhurbaşkanı başbakana anayasa kitapçığı firlatamayacak.

Paralamenter sistem diye çırpınanlar daha önceki yaşadıklarımız Ortdada hafısamızda yerinde Bu oyunları bozmak için tabiki Evet diyeceğiz.








Neden Hayır diyorlar ? Devlet hainleri içerden temizledikçe Görevden aldıkça Siyonist FETÖ PKK AB İngiliz ABD nin Turkiyede güçler azalıyor.

Teröristleri karakoldan çıkarın, terörist cenazelerinde ağlayın, şehit yakınlarını dövün sonra da hayır dersek hain miyiz ? Hainsiniz..

Biz tüm Hayır diyenlere Teröristin demiyoruz. Ama tüm teröristler, Hayır diyor. Nedenmi Hayır diyor. Çünkü Kandırmak Kaos işlerine geliyor.

CHP, HDP, PKK, DHKPC, TKPML, TKP, TKPML ... Hepsi birlikte HAYIR diyor Neden acaba? Aralarında hiç mi fark yok.?

 Madem öyle EVET EVET EVET..

Apo neise Fetö Odur S.Demirtaş neise Kemal odur HDPKK neise CHPKK odur Müttefik ABD neise Ulusalcı ve Kemalistler odur.






















2001 krizini bilenler, başkanlığa hayır diyemez; 

Zarar 250 milyar $ Gecelik faiz %7500 Hortumlanan 60 milyar $ Batan bankalar, 
iş yerleri...
















TÜRK Vatandaşı olmaktan Utanan Hıristiyan kimliğiyle Gurur duyanlaramı Teslim edelim ÜLKEMİZİ? VATANİM İÇİN #EVET



Paralamenter sistem diye çırpınanlar daha önceki yaşadıklarımız Ortdada hafısamızda yerinde Bu oyunları bozmak için tabiki















Dünyanın En ahlâksız düşmanlarıyla Savaşıyoruz. Silahımızsa Duâmız , İmanımız, Milletimiz VATAN'ımızdır..!!

Başkanlık Sisteminde söylenen yalanlar..

》Rejim Değişikliği Olacak
》Bölünürüz
》Meclis Fes Olur
》TekAdam Rejimi
》Yargı Teslimiyeti
》Terör Çoğalacak
》Cumhurbaşkanı dokunulamaz
》Ya bir ‘manyak’ seçersek
》Vahdettin Sultan Kaçtı
》Diktatör Abdülhamit
》100 Suriyeli Memur olacak.
》Ne İşimiz var Suriyede
》İslam Terörü
》Cumhurbaşkanı ve Varlık Fonu konusu

CHP'nin Seçim stratejisi yalan üzerine olduğu İçin bu tarz yalan yanlış algılara karşı dikkatli olmak lazım.

Bu tarz saçma sapan yalanlar ile milletin kafasını karıştıracaklar, bunun önüne geçmenin tek yolu doğrusunu bilmek ve yaymak.

Anayasaya hayır diyenler daha önce de her şeye hayır demişlerdi.

Anayasa değişikliğinin halkoyu tarafından kabul edilmesi ertesinde, Türkiye'de gelişmenin ve istikrarın eskisinden daha güçlü biçimde devam edeceğini görmemek mümkün değil. İnkâr edilmesi mümkün olmayan bu gerçeğe rağmen bazıları referandumda "Hayır"ın ağırlıklı çıkması için neden kampanyalar yapıyorlar?

Hayırcıların tahlili
Bu tür cevaplanması zor soruların cevapları bir anda karşınıza çıkabilir... Dün Başbakan Binali Yıldırım'ın AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmayı dinlerken, aradığım cevapların çoğunu bulduğumu hissettim. Mesela bazı kesimlerin "Evet" yerine neden "Hayır" dediklerinin gerekçelerini Başbakan Yıldırım bu hayırcılardan daha açık ve seçik anlatıyordu...

Kimler hayırcıdır?
Bu konuşmadan alıntılar yaparak, hepimizin aradığı cevaplardan bazılarını hatırlatayım:
"- Siz bakmayın, 'Hayır türküsüyle' milletin içini karartan bu felaket tellallarına. Ne diyor bu tellallar, 'Efendim, ülke bölünecek.' Yahu bu referanduma 'evet' deyince ülke bölünecek olsa, önce Kandil koşa koşa 'evet' der. Onların amacı Türkiye'yi bölmek değil mi zaten?"

FETÖ de hayırcı
"- Onların amacı Türkiye'yi bölmek değil mi zaten? 15 Temmuz gecesi Türkiye'yi bölmek isteyen FETÖ terör örgütü 'hayır' kampanyası yapıyor. Pensilvanya'daki fitne yuvasından 'hayır oyu talimatı' çıkıyor. Bunlar memleketin yararına olacak hiçbir şeye 'evet' derler mi? Demezler, o yüzden de 'hayır' diyorlar."

Her şeye hayır
"- Hayırcıların nereden başlayıp nereye vardıklarını görelim. Hayır demeyi adet edinenler, Marmaray'a, Yavuz Sultan Selim, 3. Havalimanı, Avrasya Tüneli, Çanakkale Köprüsü, bölünmüş yollara hayır demedi mi? Türkiye'nin istikrarlı şekilde gelişmesini sağlayacak ne varsa hayır dediler."

Hizmetlere evet
Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında Cumhurbaşkanının partili olmasını anlatırken de şöyle konuştu:
"- Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanı olmadan önce hem AK Parti'nin Genel Başkanı, hem de Başbakandı. Başbakan olarak Türkiye'yi yeni baştan kim imar etti. Doğudan batıya, kuzeyden güneye her vatandaş hizmetle buluşmadı mı? Üniversiteler yapılmadı mı? Hastaneler açılmadı mı? Açıldı. Havayolu halkın yolu oldu, hızlı tren hayali gerçeğe döndü. Şehir hastaneleriyle bir devrim yaptık.

Yeni bir koalisyon
"- Bu millet bu hizmetlerden faydalanırken partisi mi sorulur? Bizim için geçerli tek kural, hizmette siyaset olmaz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi meşru yönetim erkleri arasındaki koalisyonu güçlendiriyor. Bunlar partili olmaz diyor, oysa Başbakan partili... CHP'li belediye başkanları seçildikten sonra partilerini mi unutuyor?

Anayasa değişikliğinin halkoyu tarafından kabul edilmesi ertesinde, Türkiye'de gelişmenin ve istikrarın eskisinden daha güçlü biçimde devam edeceğini görmemek mümkün değil. İnkâr edilmesi mümkün olmayan bu gerçeğe rağmen bazıları referandumda "Hayır"ın ağırlıklı çıkması için neden kampanyalar yapıyorlar?

Hayırcıların tahlili
Bu tür cevaplanması zor soruların cevapları bir anda karşınıza çıkabilir... Dün Başbakan Binali Yıldırım'ın AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmayı dinlerken, aradığım cevapların çoğunu bulduğumu hissettim. Mesela bazı kesimlerin "Evet" yerine neden "Hayır" dediklerinin gerekçelerini Başbakan Yıldırım bu hayırcılardan daha açık ve seçik anlatıyordu...

Kimler hayırcıdır?
Bu konuşmadan alıntılar yaparak, hepimizin aradığı cevaplardan bazılarını hatırlatayım:
"- Siz bakmayın, 'Hayır türküsüyle' milletin içini karartan bu felaket tellallarına. Ne diyor bu tellallar, 'Efendim, ülke bölünecek.' Yahu bu referanduma 'evet' deyince ülke bölünecek olsa, önce Kandil koşa koşa 'evet' der. Onların amacı Türkiye'yi bölmek değil mi zaten?"

FETÖ de hayırcı
"- Onların amacı Türkiye'yi bölmek değil mi zaten? 15 Temmuz gecesi Türkiye'yi bölmek isteyen FETÖ terör örgütü 'hayır' kampanyası yapıyor. Pensilvanya'daki fitne yuvasından 'hayır oyu talimatı' çıkıyor. Bunlar memleketin yararına olacak hiçbir şeye 'evet' derler mi? Demezler, o yüzden de 'hayır' diyorlar."

Her şeye hayır
"- Hayırcıların nereden başlayıp nereye vardıklarını görelim. Hayır demeyi adet edinenler, Marmaray'a, Yavuz Sultan Selim, 3. Havalimanı, Avrasya Tüneli, Çanakkale Köprüsü, bölünmüş yollara hayır demedi mi? Türkiye'nin istikrarlı şekilde gelişmesini sağlayacak ne varsa hayır dediler."

Hizmetlere evet
Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında Cumhurbaşkanının partili olmasını anlatırken de şöyle konuştu:
"- Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanı olmadan önce hem AK Parti'nin Genel Başkanı, hem de Başbakandı. Başbakan olarak Türkiye'yi yeni baştan kim imar etti. Doğudan batıya, kuzeyden güneye her vatandaş hizmetle buluşmadı mı? Üniversiteler yapılmadı mı? Hastaneler açılmadı mı? Açıldı. Havayolu halkın yolu oldu, hızlı tren hayali gerçeğe döndü. Şehir hastaneleriyle bir devrim yaptık.

Yeni bir koalisyon
"- Bu millet bu hizmetlerden faydalanırken partisi mi sorulur? Bizim için geçerli tek kural, hizmette siyaset olmaz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi meşru yönetim erkleri arasındaki koalisyonu güçlendiriyor. Bunlar partili olmaz diyor, oysa Başbakan partili... CHP'li belediye başkanları seçildikten sonra partilerini mi unutuyor?

SABAH / Mehmet Barlas

Yargıdaki Hakimler kimin adına karar veriyor? Aziz TürkMilleti adına karar veriyor Öyleyse Milletin seçtiği C.B ve Millet Vekilleri seçecek ..


Bütün iftiralar TAKUNYA'nın facebook sayfası üzerinden sosyal medyaya servis edilir, sonra twitter ve instagrama yayılır ..

Anlayacağınız ; Dün ; Cemaat ABİSİYLE yıllarca TÜRK SOLU'nu yönetenler, Bugün ; Sözcü gazetesiyle Muhalifleri ve Atatürkçüleri yönetiyorlar.

Sözcü Gazetesi ; FETÖ'nün Muhalefeti-Atatürkçüleri kontrol altında tutma projesidir. Sahibi Burak Akbay FETÖ'nün Işık Evleri’nde yetişmiştir.


Süfyanın 4.Devresindeyiz 》

4.günü Devresinde âdileşir Birşey yapmaz Yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır Diye Peygamber ümmetine haber vermiş.

100 yıl önceki zinciri kırmak için, Görünürde TürKürt Gerçekte Münafıkların 100 yıl sonra oyunu bozmak için Milletçe Ümmetçe Evet diyoruz...
Başkanlık Geldikten sonra

》YalanTarihi
》İngiliz Kemal ittifakları
》Hayır diyen Masonik çocukların rezillik ve onursuzluklarını göreceksiniz...


Onlar Hayır diyor.YaSen

HDPKK CHPKK DEAŞ PKK FETÖ CIAmat Kralice D.Rockefeller Hainler Laikler Solcular Münafıklar Sebatayistler Masonlar



ABD 2 sebepten güçlüdür: 1-Vatan hainlerini bulur öldürür 2-Diğer ülkelerdeki Hainleri Laikleri Solcuları Münafıkları bulur kullanır.

Medyası Mason Sermayesi Yahudi Sanatçısı Ermeni Bürokratı Ajan YazarıHain Partisi Fetöcü C-HdPkk HAYIR diyorsa ,,Bizde Bunlara karşı EVET EVET EVET EVET diyoruz...