15 Haziran 2015 Pazartesi

BİR BAYAN ÖĞRETMEN SAYGI GÖRECEK ORTAMI KENDİ OLUŞTURUR .-- Öğretmen karanlık ortamlarda ışık saçan mum gibidir . -- Veliler ,öğrenciler ve hocalarımız için -- Öğretmenler öğrencilerini sanal âlemde kendi hallerine bırakmamalıdır.


ÖĞRETMEN KARANLIK ORTAMLARDA IŞIK SAÇAN MUM GİBİDİR .





Öğretmen bir mum gibidir. Kendisi tükenirken etrafını aydınlatır." Ne kadar da güzel bir söz öyle değil mi? Peki ne demektir.

Öğretmenlik sadece bir meslek değildir. Öğretmenlik özveri gerektirir, sabır gerektirir. Hatırlayın ilkokul birinci sınıfta ki hallerinizi. Sizlere okumayı ve yazmayı öğretirken öğretmenlerinizin sizlerle nasıl ilgilendiklerini. Bu sadece küçük bir örnek. Eğitim hayatımızın bir çok kısmında öğretmenlerimizin bizim için ne kadar çaba harcadıklarını hatırlayın. Bugün hayatımızda sahip olduğumuz bilgilerin bir çoğunu, hayatımıza yön veren bir çok kararı öğretmenlerimizin bize gösterdiği yol çerçevesinde almışızdır.

Peki neden tükenir öğretmen? Öğretmenler de bizler gibi insanlardır. Yıllar geçtikçe doğanın bir kanunu gereği yaşlanacaklardır, eski enerjileri kalmayacaktır. Ancak yetiştirdiği öğrenciler verdiği fikirlerle toplumdaki yerlerini alacaktır.

Ortalama bir ailede yetişen bir çocuk için genellikle itaat mercii baba, buna karşı sığınma ihtiyacı hissedildiği zaman başvurulacak yer ise annedir. Yani çocuklarımız umumi bir ifadeyle babadan korkar ama anneden korkmaz ondan sevgi umar, şefkat bekler. Bunun sınıfa yansıması bazen olumlu olsa da çoğunlukla olumsuzdur. Yani çocuklarımız kadın eğitimcilerden yeterince korkmazlar. Dolayısı ile sınıfta hâkimiyet sağlamak bir bayan öğretmen için oldukça zordur. Sözünü dinletemediği için sınıftan ağlayarak çıkıp öğretmenler odasına dönen bayan öğretmen sayısı bilinenden çok fazladır.

BİR BAYAN ÖĞRETMEN SAYGI GÖRECEK ORTAMI KENDİ OLUŞTURUR .

Bayan eğitimcilerin karşı karşıya kaldığı bir başka zorluk ise onların maruz kaldıkları yıldırma taktikleridir. Mobbing de denilen bezdirici uygulamalar hem erkek öğretmen veya idarecilerden gelebildiği gibi bayan eğitimcilerden de gelmektedir. Bir yıldırma tacizi ile karşılaşan bayan eğitimcilerin çoğu hiçbir şey yapamamaktadırlar. Bazıları kişisel haklarını bilmemekte bazıları ise şüyuu vukuundan beter hadiselere meydan vermemek için susmaktadırlar.

Bir bayan öğretmen, sokağa çıkarken giydiği kıyafetten daha mazbut olanı ile okula gitmelidir. Okula giderken cinselliğini öne çıkarıcı kıyafetleri giymekten sakınmalı. Erkeklerin dikkatini celb edecek hareketlerden kaçınmalı, makyajında sade olmalıdır. Kullandığı parfüm okul koridorlarına sinen, yanından geçtiği insanın burnunu sızlatan bayan eğitimci hiçbir zaman başkalarından beklediği saygıyı göremez.

Bir bayan öğretmen saygı görecek ortamı kendi oluşturur. Kıyafetleri, makyajı ve hareketleri ile yürek hoplatan bir bayan öğretmen kapalı bile olsa umduğunu bulamaz.

Öğretmenlik zordur. Bayan öğretmen olmak daha da zordur. Çünkü bir bayan öğretmen okulda hoca, evde anne kocasına karşı da hanımdır. Bir insan bu üç görevi aynı anda layığı yapmakta zorlanabilir .

VELİLER , ÖĞRENCİLER VE HOCALARIMIZ İÇİN
1-İstisnasız bütün veliler çocuklarının sanal âlemde gezinmesinden rahatsız. Ebeveynler evlatlarının internet ortamında çok fazla kalmasını istemiyorlar. İlginç olan hiçbir veli sanal ortamı kesinlikle yasaklamadan yana değil onun yerine sınırlı bir vakit geçirilmesine taraftar. Bence bu çok olumlu ve sağlıklı bir görüş. Ancak bu görüşün hayata geçirilmesi için okullarımızda Bilinçli Sanal Medya Kullanma dersi verilmeli.


2-Çok az öğrenci sanal ortamı ders için kullanıyor. Henüz ders ile ilgili bilgilenme alanı olarak görmüyorlar sanal medyayı. Birinci görüşün olumlu olmasına karşın bu görüş bir faciaya işaret ediyor. Koskoca sanal medya alanı bir oyun ve eğlence alanı olamaz. Teknolojik aygıtlar bir imkan oluşturuyorsa bu imkanların kullanılmamasının nedenleri neler olabilir? Üzerine çalıştaylar ve sempozyumlar yapılması gereken bir konu. Umarım birileri konuya el atarlar.


3-Öğrencilerimiz genellikle ilkokul hocalarını takibe almışlar. Branş hocalarının medya hesaplarını öğrencilerine vermesi pek benimsenmiyor. Gençlerin bu hesapları yanlış amaçlarla kullanabilecek olmalarından çekiniliyor. Çocuklarımız neden İlkokul öğretmenlerine takılıp kalıyorlar. Daha sonraki öğretmenleriyle kaynaşamama problemleri mi var? Her yaşın kendine ait özellikleri olması gayet doğal. Ancak ergenlik çağındaki çocuklarımızın öğretmenlerinden uzaklaştıkları da bir gerçek. Sanal medya arkadaşlığı kabuğuna çekilen ergene bir çare olamaz mı?


Görüldüğü gibi sanal medya, gençlerin kısmi özgür alanı. Öğrenciler bu sanal âlemdeki hür mekânlarını akranları dışındakilere açmak istemiyorlar. Gerçek hayatta çeşitli sebeplerle pek bulamadıkları ifade özgürlüğünün tadını sanal âlemde bulmaya çalışıyorlar. Ancak, onları bu sahada kontrolsüz bir şekilde bırakmanın çok fazla mahsurları var.

İnternet ortamı her şeyden önce sınırsız bir zaman harcama ortamı sunuyor .

ÖĞRETMENLER ÖĞRENCİLERİNİ SANAL ÂLEMDE KENDİ HALLERİNE BIRAKMAMALIDIR.

Öncelikle, Milli Eğitim Bakanlığı bir program dâhilinde tüm öğretmenleri web sitesi sahibi yapmalı. Hocalarımız eğitim adına ne yapıyorlarsa bu sitelerde onu üçüncü şahıslar görebilmeli.

İkinci olarak öğretmenler sosyal paylaşım hesaplarını her öğrenciye vermeli ve onları takibe almalı. Böylece belki öğrencilerimizin yanlış içerikleri paylaşmasının önüne geçebiliriz.


Mutlaka Bilinçli Sanal Medya Kullanma dersi düşünülmeli.
Geleceğimizin garantisi gençlerimizi ticari gayelerle üretilmiş paradan başka bir şeye odaklanmayan oyun ve programların sömürüsüne bırakmayalım. Yarın beyni muallel, kontrolsüz gençlerle karanlığa mahkûm olmayalım.

-- Tüm kandil günleri okullarda o haftaki derslerde öğrencilere yansıltılmalıdır.

-- Okullarda fetih kutlamalarında Sadece Fatih Sultan Mehmedin fetihi işlenmemelidir.

Çocuklarımıza Ümmet ruhunu aşılamak için

Sevgili Peygamberimiz sav , Hz Ömer , Sultan Selahattin vb Cumhur başkanınımız Sn Erdoğanın da yaptığı hizmetlerle beraber  ümetçi hizmetleri ve fetihleri de işlemek gerekir .


Sayın Hocamız, Prof. Dr. Nabi Avcı Bey, bu konulara her zamanki bilge tavrı ile çözüm üretmelidir. Hocamızdan bunu bekliyoruz.

Saygılar….

Yazar Adil Gülmezin yazılarından derlenmiştir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder