19 Ekim 2015 Pazartesi

16 Türk Devletini Yıkan Büyük Hata; İşbirlikçiler ve Bölücüler…


Kayda alınmış Türk tarihinin en eski ve sistematik devlet teşkilatını M.Ö 209’da Mete Han kurmuştur. Çinlilerle barışçıl bir politika ile geçinmeye çalışan babasını zorla hanlıktan indirerek milletinin başına geçen Mete Han’ın verdiği ilk emir Çin’e karşı savaş ve vergiye bağlama emri idi.
Kendisinden yüz kat daha küçük olan Türk askeri birliğine karşı her defasında hezimete uğrayan Çinliler çareyi Türk Hükümdarı Mete ve Türk Devleti ile uzlaşmada buldular ve Türklere vergi vermeyi, İpek Yolu üzerinde hak iddia etmekten vazgeçmeyi kabul ettiler. 

Mete Han, zamanının bölgesel süper gücünü kurdu. Etrafında bulunan bütün milletleri başta Çinlileri ya kendi sınırlarına dahil etti ya da vergiye bağladı. Böylece doğunun, kuzeyin, batının ve güneyin yegane ve en kudretli gücü haline geldi. Böylesine bir gücün dışarıdan yıkılamayacağı anlaşılınca kurnazlığa pek çalışan Çinli kafası Büyük Hun İmparatorluğu’nun içine casus yerleştirip devleti içerden çökertmenin yoluna baktılar.
Bu sırada büyük imparator Mete Han öldü yerine çok da babası gibi dirayetli olmadığı anlaşılan oğlu Ki-Ok geçti. Zaten daha evveldendevletin içine yerleştirilen ve paralel bir yapı diye isimlendirebileceğimiz şekilde vezirliğe kadar yükselen dış kuvvetlerin içerideki uzantıları olan işbirlikçi hainler Kİ-Ok’un aklına girdiler ve Çinli bir prensesle evlenmeye ikna ettiler. 
İşte ne olduysa ondan sonra oldu. Devlet içinde paralel yapılanma olan bu işbirlikçiler halkın bir kısmını diğer kısmına karşı kışkırttılar ve adaletsiz hal dağıtımı var diye isyana teşvik ettiler. Dışarıya karşı son derece dayanıklı ve sert refleksli olan devlet mekanizması kendi halkına karşı yeterince sert olamadığı-olmadığı için bir süre sonra yıkılmaya yüz tuttuve Çin Devleti’nin esareti altına girdi. Parçalandı ve tarih sahnesinden silinip gitti.
İşte bu dışarıdan yıkılamayacak kadar kuvvet sahibi olmuş, bölgesinde gündemi belirlenen değil gündem belirleyen bir ülke haline gelmiş Büyük Hun Devleti’nden sonra yine onun kadar kuvvet bulmuş 15 Türk Devleti de aynen Hun Devleti gibi dışarıdan düşman hücumları ile değil, onların içerideki işbirlikçi, ajan ve hainleri tarafından yıkılmıştır. Bu adı geçen Türk Devletleri hangisidir?  
Büyük Hun İmparatorluğu: MÖ 220,  
Batı Hun İmparatorluğu: MÖ 48,
Avrupa Hun İmparatorluğu: 375, 
Ak Hun İmparatorluğu: 420, 
Göktürk Kağanlığı: 552, 
Avar Kağanlığı: 565,  
Hazar Kağanlığı: 651, 
Uygur Kağanlığı: 745, 
Karahanlı Devleti: 840, 
Gazne Devleti: 962, 
Büyük Selçuklu Devleti: 1040, 
Harezmşahlar Devleti: 1097, 
Altın Ordu Devleti: 1236, 
Timur İmparatorluğu: 1368, 
Babür İmparatorluğu: 1526,  
Osmanlı İmparatorluğu: 1299.
Bugün sonuncu Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti de ne yazık ki geçmişte yaşanan ve 16 defa tekrarlanan bu hata ile 17. kez tekrar karşı karşıya. Üstelik bu sefer ülkenin istikbalini tehlikeye atacak olan işbirlikçi hainlere yardım eden saf ve kime hizmet ettiğini bilmeyen kalabalık bir güruh da mevcut. 
Ümitvâr olmak lazım, devletimiz çok güçlüdür. Halk denen kalabalık, geçmiş tecrübelerden habersiz aynı hataları yapmaya çok meyilli görünse de devlet mekanizması sanki bu sefer eskilerden daha hazırlıklı ve tecrübeli gibi davranıyor. Ne diyelim Allah var, problem yok…
Seneler evvel Türk Devletlerini yıkan bu büyük hataları görüp taşa kazıyan ve bizi haberdar eden büyük Türk Hükümdarı Bilge Kağangünümüzden 1300 sene evvel tıpkı bugünleri anlatan şu sözleri söylemiş;
EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE DÖN. DAĞLAR GİBİ YIĞDIĞIN KEMİKLERİNE, NEHİRLER GİBİ AKITTIĞIN KANINA LAYIK OL. ALTTA YAĞIZ YER YARILMADIKÇA ÜSTTE MAVİ GÖK ÇÖKMEDİKÇE SENİN İLİNİ TÖRENİ KİM BOZABİLİRDİ? ANCAK SEN DÜŞMANLARINA KANDIN, ONLARIN BOŞ VAATLERİNE İNANDIN, ONLARI İÇİNE SOKTUN. FİTNE VE FESATLARINA GELDİN. GELİNLİK KIZLARINI CARİYE DAMATLIK OĞULLARINI KÖLE VERDİN.
EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE DÖN…
Allah’ın selamı ve muhabbeti üzerinize olsun…
YENİ AKİT / Ahmet Anapalı

Sedat Peker MHP'ye monte edilen tasmalı itler diye seslendi!

Sedat Peker sosyal medya hesaplarından iki ayrı açıklama kaleme aldı. Açıklamasında paralel medya, paralel polis imamları, MHP içinde Şefkat ÇETİN liderliğinde örgütlenmiş masonik teşkilat başkanlarını hedef aldı.

Sedat Pekerson günlerde hakkında sürekli haber yapan ve koruma şube tarafından verilen bir polis memurunu haberleştiren paralel medya ve Doğan medyasını hedef alarak; ''Paralel yapıyla aram iyi iken paralel polislerce koruma kararı gözetmeksizin gideceğim yere benimle birlikte eşlik eden paralel polislerin eskortlarını ne çabuk unuttunuz.'' şeklinde paralel medya gazatecilerini hedef alan açıklamalarda bulundu.

Sedat Peker bir başka açıklamasında MHP içinde teşkilatlanmış masonik yapılar ve Şefkat Çetin'in tasmalı sözcülerine açıklamalarıyla göndermeler yaptı.

Sedat Peker paralelcilere; ''Her döneme ait münasip yerinizde bir karış pislik barındırmanıza rağmen utanmadan faaliyetlerinize devam ediyorsunuz!'' diye seslenirken, MHP içinde Şefkat Çetin önderliğinde yuvalanmış masonik teşkilatçılara; ''Bir gün o koltukları terk edeceksiniz ve bu yapmış olduğunuz açıklamalar ömür boyu sizi takip edecek!'' şeklinde seslendi.

İşte Sedat Peker'in çok sert o açıklamaları;

Kıymetli Dostlarım;

Gerçek patronları dışarılarda olan Doğan ve Paralel Yapı Medyası son günlerde sizlerinde dikkatini çekeceği üzere şahsıma olan saldırılarını var güçleriyle çoğaltmış durumdalar.

Sizlerin huzurunda kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü bu sayede şahsıma karşı olumlu veya olumsuz herhangi bir duygu beslemeyen bir çok insan bu gruplara karşı olan nefretlerinden dolayı şahsıma ekstradan sevgi duymaya başladılar.

Kıymetli dostlarım, Kelebek Operasyonu sırasında evime yapılan polis baskınında el koyulan ancak şahsıma teslim edilmeyen domuz avına ait görüntülerim ve de arkadaşlarla kan kardeş olurken makara yaptığımız bir kaç kelimeyi içeren görüntüler paralel yapının polisleri tarafından sosyal medyada paylaşılmaya başlamış. Yine onlara sizin huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. Ben bu görüntüleri dilekçe yazıp kendilerinden istemiştim. Onlar bana; "Depoda bulunamamıştır." diye cevap vermişlerdi. Şimdi ise yayınlayarak 15 sene evvelki anılarımı izlememi tekrardan sağladıkları için kendilerine teşekkür ederim.

Paralel polislerin hangi namussuzluklarını yazayım bilmiyorum ki... Şimdi de bana valilik tarafından koruma kararı verildiğine dair yazıyı basına sızdırarak sosyal medyada paylaşıma açmışlar. Benim espirili bir dille bu konulara yaklaştığıma bakmayın. Aslında her iki olayda da yaptıkları kanunen suç. Gerçi onlar akıllarını üst akla ipotek ettikleri için, onların görev anlayışı ve suç anlayışının sınırları Türk Ceza Kanunu ile belirlenmiyor maalesef.

Kıymetli dostlarım, bilinen tüm terör örgütlerinin hücre evlerinde şahsıma ait suikast amaçlı bilgiler çıktığı için İstanbul Valiliği adına şahsıma tebligatta bulunuldu. Bu durumda prosedür gereği Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olan herkese bu koruma kanunu fiiliyatta uygulamak zorundalar. Eğer ki uygulamazlarsa YÜCE ALLAH korusun bir saldırı anında şahsımın veya o an yanımda olan birilerinin canına heder gelirse kanunen bundan İstanbul Valiliği ve valilik adına görev yapan koruma şube müdürlüğü sorumlu olacaktır.

Yani benim kara kaşıma kara gözüme veya boyuma posuma bakılarak bu karar alınmamıştır. Bu kanuni bir zorunluluktur. Zaten alınan koruma kararı gereği basında yer aldığı gibi 2 değil 1 polis memurunu içermektedir. Ayrıca 24 saate dayalı bir koruma kararı da söz konusu değildir.

Evden çıktığım zamanlarda telefon açarak şu saatte çıkacağım diye bilgi verebileceğim bir koruma kararıdır. Bu anlattıklarımdan da anlayacağınız üzere sembolik olarak niteleyebileceğimiz bir karardır. YÜCE ALLAH korusun ileride başıma bir şey gelirse devlet yetkililerini kanunen soruşturma dışında tutabilecek bir koruma kararıdır.

Sizde taktir dersiniz ki bir yerlere gittiğim zamanlarda on binlerce insan tarafından karşılanıyorum. Ne kadar iyi niyetli olursa olsun, ne kadar görevine aşık olursa olsun, bir polis memurunun bu durumda yapabileceği (on binlerce kişinin arasında) maalesefki pek bir şey yoktur.

Birde şu konuya değinmek isterim. Bana diyorlar ki sen nasıl mafyasın. Mafya polis koruması kabul eder mi. Bende onlara diyorum ki ulan ALLAH'ın geri zekalıları bu bile benim mafya olmadığımın en basit örneğidir.Gizlimin saklımın olmadığının en basit göstergesidir. Senelerdir hakkımda hiç bir suçlama ve tahkikatın yapılmadığını görmüyormusunuz?

Paralel yapının gazetecilerine de şunu özellikle söylemek isterim. Aramız iyi olduğu dönemlerde Paralel yapının polislerinin koruma kararına bile ihtiyaç duymadan ekip otolarıyla eşlik ederek beni gideceğim yerlere götürdüklerini acaba ne çabuk unuttular. Bu haberleri yazan paralel yapı gazetecileri size bir atasözü ile nasihatte bulunmak isterim; 'Zamansız havlayan köpek eve hırsız çağırır.' derler büyüklerimiz.

Affedersiniz ama münasip bir yerinizde tarihin her dönemine ait bir karış pislik varken (çok affedersiniz) böyle saçma sapan haberler yapmayın. Benle ilgili bu tip haberler yapacağınız zamanlarda ise size yukarıda nasihat olarak verdiğim atasözünü aklınızdan sakın ola çıkarmayın.

SEDAT PEKER

Sedat Peker twitter hesabından yapmış olduğu 7 maddelik bir başka açıklamada ise;

@sedat_peker: 1-paralel yapı ve şevkat çetin tarafından mhp'ye monte edilen bazı tasmalı itlerin

@sedat_peker: 2-son günlerde hakkımda, aslında kendilerine yakışan ifadeler kullandıklarını görevli arkadaşlarımdan öğrendim

@sedat_peker: 3-size hakettiğiniz cevabı vermememin sebebi, partinin içinde ki gerçek dava adamlarına olan saygımdır

@sedat_peker: 4-bu seçimden sonra mhp'den geriye dönmemek üzere hepiniz gideceksiniz

@sedat_peker: 5-kalbi kırgın olan, haksızlığa uğramış bütün herkes o zaman tekrardan partinin hizmetinde olacaktır

@sedat_peker: 6-tasmasını tutan paralel yapıyı ve şevkat çetin'i mutlu etmek için konuşanlar
@sedat_peker: 7-konuşulan her kelimenin sadece o an değil, insanı ömür boyu takip edeceğini asla unutmayın

www.yeniakit.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder