29 Ekim 2015 Perşembe

Onlar medya değil, savaş aleti Paralel yapı'ya destek verdiği iddiasıyla kayyum atanan medya kuruluşlarının basın özgürlüğü adı altında yaptıkları ihanetin bedelini ödüyorlar....Haşhaşilerin Alamut Kalesine Giriliyor. Devlete Karşı Bu Direniş, Tarihe Haşhaşi İsyanı Olarak Geçecek. Koza İpek, “medya” değil, bir in, in

Milletin seçtiğini ancak millet indirir. 

NATO müdahalesinden, askeri darbeden, iç savaştan medet umanlar, medya özgürlüğünden bahsedemez..

Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum (geçici yönetim) atanması kararı, seçime üç gün kala, cepheleşmeyi bütün boyutlarıyla önümüze bir daha serdi. 1 Kasım’ın sonucunun, nasıl hayatî bir dönüm noktası olacağını yeniden hatırlattı.

Holding’in medya binasına kayyumların girişi sırasındaki direniş, yan yana gelemeyen CHP, MHP ve HDP milletvekillerinin bu direnişe hep birlikte omuz vermesi, kimlerin kimlerle kol kola girdiğini bir ibret fotoğrafı olarak önümüze koydu.

Bir savaş var. Asla, Erdoğan durdurulsun, AK Parti’nin tek başına iktidarı engellensin savaşı değil bu. Türkiye, ya kendi değerleriyle, dinamikleriyle ayağa kalkacak, onuruyla dünyaya entegre olacak, ya da küresel sisteme tabi olacak... Ya diklenmeden dik duracak, ya da Batı’nın tehditlerine, terbiye yöntemlerine boyun eğecek... Bu savaşta “demokrasi, medya özgürlüğü, otoriterleşmeye hayır” lafları, sadece algı operasyonunun propaganda malzemelerinden ibarettir. Avrupa Parlamentosu’ndan ABD Dışişleri Bakanlığı’na, ABD Büyükelçiliği’nden Doğan medyasına bir karşı cephe var. Suriye’deki büyüyen yangına paralel bu cephe sertleşiyor. Gülen cemaati, yine Washington’da kapı kapı dolaşıp imza topladı. Bu defa da Amerikan Kongresi’nin 65 üyesi, 1 Kasım seçimleri öncesince ABD Başkanı Barack Obama’ya ortak mektup göndererek seçimlerin “adil bir atmosferde gerçekleşmesini sağlamak” üzere gerekli adımları atması için Türk hükümetini teşvik etme çağrısında bulundu. Bu Kongre üyelerinin ve Gülen cemaatinin, Mısır’daki darbe için kılları kıpırdamadı... AK Parti tek başına iktidar olur korkusuyla “adil seçim”den söz ediyorlar.

Gülen cemaati eğer masumsa, eğer F. Gülen sahici ise, eğer binlerce dinlemeleri yaptıkları iddiası yalansa, sınavlarda kopya ile devletin en stratejik kademelerine otonom yapının elemanları yerleştirilmedi ise, eğer Ergenekon ve Balyoz davalarında emniyet-savcı-hâkim üçgeninde kumpaslar kurulmadı ise, eğer Yargıtay’a blok üye atanmasında onların eli yoksa, eğer 2010’de HSYK’yı ele geçirmediler ise, eğer telefon dinlemeleri ile şantajlar yapılmadı ise, bu iddialar sizi hiç ilgilendirmiyorsa, Gülen cemaatine sahip çıkabilirsiniz... Ama bu iddialar ciddi ise, Legal Görünümlü İllegal Yapı, toplumun can damarlarına sızmış ise, medyası ile dezenformasyon yapıyor, algı operasyonlarında başı çekiyorsa, devlete savaş açmış ve medya özgürlüğünün arkasına sığınıyorsa... Tek başına bir iktidarı, gizlilik, masumiyet zırhı ve dini argümanlarla aldatmış ise, şimdi de muhalefeti hipnozluyor ise, bugün sırf oy endişesi ile bu yapıya destek verenler de yarın pişman olmayacak mı?

Devlete savaş açanların gazete ve televizyonları medya organı değil, savaş aletidir.

Medya, eleştirmeli, kamu yararına bilgilendirme görevini yapmalı. Ama şu anda Doğan ve Gülen medyası, gazetecilik mesleğinin gereğini yapmıyor. Eleştirmiyor, düşmanlık yapıyorlar.

Medya özgürlüğüne sahip çıkma gösterileri, sadece algı operasyonlarının bir yüzüdür. Doğan ve Gülen medyası, iktidara muhalif duruş sergilemiyor, iktidarın ne pahasına olursa olsun devrilmesi için çırpınıyor. Fikir hürriyetine, ifade hürriyetine, çok sesliliğe evet, milletin seçtiklerini uluslararası mahfillerle iş tutarak alaşağı etme zorbalığına hayır... Milletin seçtiğini, millet götürür. Üç beş gazete, televizyon patronu geçmişte olduğu gibi hükümet yıkıp hükümet kuramaz. Bir dini cemaat, Türkiye’yi parmağında oynatamaz.

1 Kasım hayatî önemde. Demokrasi evet, sandıktan ibaret değildir. Ama sandığın iradesi de kırk haramilere yedirilemez...

1 Kasım hayatî önemde. Demokrasi evet, sandıktan ibaret değildir. Ama sandığın iradesi de kırk haramilere yedirilemez... NATO müdahalesinden, askeri darbeden, iç savaştan medet umanlar, medya özgürlüğünden bahsedemez.


Star Gazetesi / Hüseyin Gülerce


KURANIKERİMDE'Kİ BİR AYETTE ŞÖYLE DENİYOR.


NİCEKURAN OKUYANLAR VARDIR KURANDA ONLARA Lanet OKUR!

TAMDA BUNLAR İŞTE !



Bu Apla Neden Ağlıyor ? Hz Muhammed Sav Hakaret Edildi Diyemi Hayır Bank Asya Battı Diye Aglıyor.
Yazıklar Olsun Size !



Dünya'ya gerçek bir Lider geldiğinde, onu şu işaretten tanıyabiliriz; "Bütün Kemaller ona karşı birleşmişlerdir"

Işid neyse pkk o'dur .
Pkk neyse hdp o'dur .
Hdp neyse fetö o'dur .
Fetö neyse chp o'dur .
Chp neyse mhp o'dur .

Tek farkları oynadıkları roller.

Devlet güçlenmesin diye çalışan hainlere destek verip, devlet yeterince güçlü değil diye devleti yönetenleri suçlayacak kadar Kemaller..



Selaniklilere II. Mektup,

Hiçbir surette kimse sizi aldatmasın. Çünkü önce irtidat gelmedikçe ve İlah denilen, İbadet edilen herşeye karşı duran ve Allahın mabedinde oturup kendisinin Allah olduğunu göstermek suretiyle kendisini yükselten, fesat adamın , adamlarını helak oğlu, izhar olmadıkça (meydana çıkarılmadıkça) o gün gelmez.

Onlar
Ne Müslümandır .
Ne Hiristiyandır .
Nede Musevidir .
Tapındıkları Nuru Ziyadır .



Haşhaşilerin Alamut Kalesine Giriliyor. Devlete Karşı Bu Direniş,
Tarihe Haşhaşi İsyanı Olarak Geçecek.
Koza İpek, “medya” değil, bir in, in...

Düne kadar kartvizitçilik yaparken, FETÖ örgütü militanı olduktan sonra, cemaatin topladığı kurban ve himmet paralarıyla holdingleşen Akın İpek’in ini!

Yılanların, çıyanların yuvalandığı in...

Piyasa cinlerinin, şeytanlarının “kara paralarını akladıkları” in...

Şimdi Fetullahçı abilere, ablalara soruyorum!

Neden Koza İpek Holding’in kapısında Cevşen okuyan cemaat ablalarının içinde hiç başı açık yok?

Neden Koza Holding’in kapısında, “kariyer” uğruna bikiniyle denize giren “mini etekli” cemaatçi ablalar yok?

Neden sadece tesettürlü ablalar?

Hani o 28 Şubat’ta başını zorla açtırdığınız ablalar?

Hani kocası doçentlik sınavına girecek diye başı zorla açtırtılan cemaatçi kadınlar?

Çalınan KPSS sorularıyla kariyer yaptırdığınız A sınıf Fetullahçılar nerede?

Şarapçı abileriniz nerede?

“Köpük Partilerinin” müdavimi Faruk Aslan Abiniz nerede?

Ya şu Cemaat paralarını kumarda ziftlenen Ekrem Kavlak nerede?

İsrail’e kaçan “ajan” abileriniz nerede?

Ermenistan’a kaçan rüşvetçi savcınız Zekeriya Öz nerede?

Papa’nın elini öpen abileriniz nerede?

Vatikan işbirlikçisi derin Locaefendi’niz nerede?

Nerede olacaklar?

Her biri sığındığı inde...

Ajitasyon yapacaksınız ya, milleti “aldatacaksınız ya”, vitrine tesettürlü kadınları koydunuz yine...

Müslümanlardan “kurban”, “burs”, “sadaka” koparmak için kullandığınız gibi sahnede dindar ablalar var yine...

Sizi gidi uyanıklar!

Soruyorum size ey başörtülü Fetullahçılar!

Utanmıyor musunuz, fakirler için topladıkları kurban, sadaka, burs ve himmet paralarıyla holdingleşen Koza İpek Holding’in kapısında Kur’an, Cevşen okumaya?

Müslüman kesesinden saltanat devşiren bir işadamının kapısında Kur’an, Cevşen okuyarak yalakalık yapmaya?

Kur’an’ı, Cevşen’i FETÖ’nün “maddi” çıkarları için âlet etmeye utanmıyor musunuz?

Söyleyin başörtülü ablalar!

Kur’an’ı, Cevşen’i, Müslümanların kesesine “sülük” gibi yapışıp, FETÖ için “para” devşirenlerin “kurtuluşu” için okumaya utanmıyor musunuz?

PKK-HDP ile işbirliği yapan FETÖ çıkarları için okumaya utanmıyor musunuz?

Üstelik her gün bu memlekette gençlerimiz, PKK teröristlerinin tuzaklarında şehit düşerken...

Filistinli Müslümanlar, İsrail askerleri tarafından kurşuna dizilirken...

Myanmarlı Müslümanlar, Budistler tarafından diri diri yakılırken...

Savaştan kaçan çaresiz Suriyeli mültecilerin cesetleri kıyılarımıza vururken...

Suriyeliler, zalim Esed tarafından vahşice katledilirken...

HDP-PKK, bombalı saldırılarıyla şehirleri savaş alanına çevirirken...

Malikânesinde sefa süren Bedduacı için, Zaman Gazetesi için, Koza İpek Holding için avuç açıp dua etmeye utanmıyor musunuz?

Neden Fetullahçıların saltanatı için gösterdiğiniz tepkinin zerresi kadar olsun, Fetullah “başörtünüzü açtırdığı” zaman tepki göstermediniz?

Neden HDP, Peygamber Efendimiz’e hakaret ettiği zaman da tepki gösterip protesto etmediniz?

Ey vatana ihanet edilirken sesi çıkmayan abiler!

Ey dini imanı istismar edilirken susan ablalar!

Ey lideri İsrail tasmasına boynunu uzatırken görmezden gelen Gülenperestler!

Akın İpek’in saltanatının bekçisi olmak sizin için dininizden, imanınızdan, namusunuzdan daha mı önemli?

Soruyorum...

İsrail’in kurşuna dizdiği Filistinli Müslümanların kurtuluşu için de seferber olup Cevşen okudunuz mu?

Beşer Esad’ın katlettiği Suriyelilerin kurtuluşu için de Cevşen okudunuz mu?

Size bir şey söyleyeyim mi?

Şu ölen Marksist PKK’lı teröristler için mevlid okutan dangalaklardan hiçbir farkınız yok artık benim için!

Marksist PKK’lıları taltif etmek için “şehitlik” kavramını istismar eden PKK’lılardan hiçbir farkınız yok!

Madem bu terör örgütüne kayıtsız şartsız iman ettiniz...

Madem kayıtsız şartsız biat ettiniz...

Madem bu kendi tercihiniz!

İster zorunuza gitsin, ister gitmesin!

İnlerinize girilecek!

Er ya da geç... Bu ihanetinizin bedelini ödeyeceksiniz!

...

Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan! Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu!

Bu hain FETÖ militanları, boynunda “tasma”, gırtlağında “haram lokma” olduktan sonra bir daha doğru yola dönmez.

Bunlar CIA-MOSSAD lokmasını tattı...

Malikâneyi tattı...

Dubai’yi tattı...

İçkiyi, kumarı, hırsızlığı, beleşçiliği, dilenciliği tattı...

Müslüman kesesinden holding devşirmeyi tattı...

Artık bunlar kuru ekmeğe dönmez!

Bu yüzden sizden isteğimiz şu ki...

DAEŞ’in inlerini başlarına yıktığınız gibi...

PKK’nın inlerini başlarına yıktığınız gibi...

PKK-HDP işbirlikçisi FETÖ Terör Örgütü’nün de inlerini başlarına yıkın!

Bu vatan hainlerine “aman” vermeyin sakın! 


YENİ AKİT / Mehtap Yılmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder