17 Mayıs 2015 Pazar

HEPİMİZ KÖLEYİZ!.. GÖNÜLLÜ KÖLEYİZ; «Tükeninceye kadar, gönüllü bir köle gibi tüketmek...»


«Geç Kapitalizm».«Post-Modernizm», 
«Post-modern endüstri, post-modern insan, post-modern her şey...»
İslâm’ın hedef alınmasının en önemli sebeplerinden biri de “İsraf”ı haram etmesidir.
İnsanımız, (bugünkü gibi değil de) Müslümanca yaşarsa üretir.
Onların ürettiğini almaz.
İsraf etmez.
Cebindekini Allah rızası için paylaşır.
Bunalımlar azalır, tüketim çılgınlığı son bulur, bu da şu anda “kölesi” olduklarımızın zararına olur!
Doğru dürüst yüzme bilmeyen adamın, okyanusun dibinde bile su geçirmeyen saat satın alması...
Hava, civa!
Asgari ücretle geçinememekten şikâyetçi olan adamın, gidip bin beşyüz dolarlık cep telefonu alması!
Kıt kanaat geçinen adamın, bankadan “löküs araba kredisi” çekmesi!..
Havan batsın!...
İhtiyaç mihtiyaç değil bu; hava!
«Öteki, beriki yapıyor, ben de yapayım»
“Düğünümüz anlı şanlı olsun; besleyip, büyüttük, gül gibi yetiştirdik, gelinlik çağa getirdik!”
Gelinin değeri, düğüne yapılacak masraf kadar mı?
O kadar mı ucuz!..
 Âyet o kadar net ve açık ki; 
“Rahman’ın o has kulları, harcamalarında ne israf eder, ne de eli sıkı davranırlar; bu ikisinin arasında bir denge tuttururlar.” (Furkan, 67) 
Kur’ân-ı Kerim’de: “Saçıp savuranlar, şeytanın kardeşleri olurlar” (İsrâ, 27) buyuruluyor. 
Çalış, kazan, düzgün yaşa, israf etme. 
Fakirleri, kimsesizleri, yoksulları, yetimleri, mahrumları gözet.
Şükretmesini bilmek, var olanı infak etmek, insanın mânâ âleminde yükselebilmesi için en büyük nimet. 
Maneviyattaki boşlukları “daha çok para”, “daha çok harcama” ile kapatmaya çalışan adam, modern çağın kölesidir.
Kendisini ispat etmek mecburiyetindedir; “kendisini” kaybettiği için de, “başka şeylerle” ispat etmek mecburiyetindedir.
Nice borçlu adam görüyorum...
Kimileri mecburiyetten, Yüce Allah onlara kolaylık versin.
Bir de “keyiften” borçlanan var.
İki kuruşluk maaşıyla “löküs” araba almış, bankadan kredi çekerek!..
Allah bu durumdakilere de akıl fikir versin!
Adamın kafasına değil de, ayağına bakıyorlar.
“Çok şıksın kardeş!”
“Çok mersi!”
Köleyiz; cep telefonunun şarjı bitmek üzere.
Bittiği an;  yandık, bittik, mahvolduk.
“Oğlum değiştir şu cep telefonunu!”
“Olur!”
Televizyon reklamlarına bak; herkes mutlu.
Şen şakrak; “Şu kadar harcayana şu kadar puan”
“Aman kaçırma!”
Manşetli gömlek giymişim; “abdest almayı” bir zorlaştırıyor ki..
Bu da tuzak!
Aramızda engeller var, engeller var, engeller var.
“Ferdi” dertlendikçe içerdi, bu da tuzak, bu da işin havası!
İşte, para, işte güzel araba; işte güzel eşya, taklit, özenti, caka, hava, civa!
Ruhsuz nesiller aşkı heyecanı, dâvâ şuurunu kaybetmeye mahkûmdurlar.

Maddiyatın ötesinde bir gönül zenginliği hüviyetine sahip olmayan genç fidanlar, çevrelerine hayat oksijeni salamazlar.


Uyku hastalığına tutulmuş, çalışma ve çabalama ruhunu kaybetmiş, üretken/buluşçu düşünceden mahrum kalmış yeni neslimiz, hayat enerjisine muhtaç.

Bizler bugün“Malesef Dinde ve dilde, devlette ve sanatta büyük millet varlığımızın sönük bir hayal haline gelerek bize veda ettiği bir devrin yetimleriyiz.”

YENİ AKİT / Serdar Arseven


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder