18 Temmuz 2015 Cumartesi

KADIN VEKİLLER : Yeni Milletvekillerimiz arasında 'Kadın' sayısının artması şüphesiz sevindirici...Kadınların, üretimde, siyasette, medyada, sporda ve tüm alanlarda başarılı olmaları elbette gurur verici!


Çünkü uzun dönemler 'Kadın'

toplum içerisinde gerçekten lâyık

olduğu konuma bir türlü gelemedi...

Gelmesi için gerekli özgürlük ortamı,

özellikle 'Erkekler' tarafından her

türden argümanla hep engellendi!

...

Arabistan'da İslâmiyet öncesindeki

'cahiliye' döneminde, kız bebekler

babaları tarafından kuma gömülerek

boğulurdu…

İslâm ile şereflenilince bu adet elbette

terk edildi ama zihniyetin değişmesi

öyle pek kolay olmadı!

Hatta denilebilir ki çoğu yobaz kafa,

bunun idrakine günümüze kadar olan

pek uzun süreçte dahi hala varamadı...

Günümüz Arabistan'ında kadınların

araba kullanma özgürlüğünün bile

olmaması buna bir minik örnektir…

Kadını direksiyona geçirmeyen bir

zihniyetin başka nereye geçirmesi

mümkündür ki!

...

Benzer temayüllerin izlerini söküp

atmak Türkiye için kolay olmadı…

Bizde de, 'erkek bağnazlığı'nın

yanı sıra örtünme tercihindeki kadının

'başörtüsüne getirilen yasak' da

kadınının öğrenim görmesinin,

devlette herhangi bir görev almasının

önünde aşılamaz bir engel teşkil etti

uzun yıllar boyu!

Neyse ki, bu son yobazlık halkası da

kısa süre önce kırıldı gitti…

...

Buraya kadar tamam…

...

'Kadın' artık tam manasıyla

'Erkek' ile eşit fırsat seviyesindedir!

Ne bir eksiktir, ne bir fazla!

...

Ama mutlaka mukayese edilmek

istenirse, 'zarafet-incelik-duygu

zenginliği' bakımından ve ayrıca

erkeklerde oldukça gelişen 'nezaket

hasleti'nin de katkısıyla kadınımız

hatta bir adım da öne geçmiştir!

Şüphesiz hep 'Erkek' kapıyı açar,

'Kadın' da her zaman önden,

protokol öncelikli olarak içeriye girer!

...

Buraya kadar da tamam…

...

Ancak;

Madem artık prangalar kırılmış, kadın

toplumda hak ettiği yere ulaşmıştır,

dolayısıyla Türkiye'nin geldiği nokta

da, kadın vekillerin sayısıyla abartılı

övünme aşamasını geçmiş demektir!

...

Tıpkı, bu memlekette hiçbir zaman

ayrıma uğramayan 'Ermeni, Rum,

Yahudi, Kürt, Lâz, Gürcü vs' kökenli

vatandaşların adaylığının partilerce

hala marifetmişçesine önceden ilân

edilmeye kalkılması gibi…

'Listeye Ermeni aday da koyduk'

şeklindeki bir açıklama, ayrımcılıktan

uzak durulduğunun ispatından ziyade,

çağ dışı zihniyet tohumlarının bellekte

hala muhafaza edilip edilmediği

yolunda şüphe uyandırmaktan öte bir

anlam taşımamaktadır!

...

İhtisas-bilgi-siyasi kültür ve politik

tecrübenin şart olduğu bu göreve,

anatomik özellikler ya da ırkî

mülahazalar göz önüne alınmaksızın,

yeterlilik-hak etme kıstaslarına göre

tek kelimeyle 'İnsan!' seçilmelidir…

...

Dolayısıyla...

'Şu parti şu kadar kadın aday

gösterdi' ya da 'Meclise şu kadar

Kadın Vekil girdi' benzeri

haberlerin artık miadını doldurduğu

bellidir ve aksi kanaat de abestir!

...

Orhan Veli ne demiş;

'Güzel kadınları' severim...

'İşçi Kadınları' da severim...

'Güzel İşçi kadınları' daha çok

severim'...

...

Doğrudur…

'Güzellik' kadın ile özdeştir!

Bizler de aynen, terörü kınayan, hırçın

olmayan, uzlaşmacı, yüreği sevgi dolu

'Güzel Kadın Vekillerimizi' elbet

daha çok severiz!


MEHMET AKARCA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder